DİNİ İÇERİKLİ ŞİİRLERİMİZ BURAYA LÜTFEN!!!

[f.g]

Bismillehirrahmenirrahim..
Değerli Erenli Köyü Üyelerimiz KENDİ KALEMİMİZDEN yazmış olduğumuz dini şiirlerimizi bu başlık altında toplayalım.Okudukça Rahman ve Rahim olan Hz.Allah'a karşı muhabbetimizi hatırlayalım ve gönüllerdeki Hz.Allah ve Resulune olan aşkı, sevgiyi hissedelim..BUYRUN SÖZ SİZDE

[f.g]

MEVLANA’YA
Toprak kendini bahar gelince bulur
Bağrında büyütür, çiçekleriyle konuşur
Mevlana da toprak gibidir bende
Kurumuş bir çiçeğim, o benim can suyumdur

Günahlarımdan kaçmak için nefsimi uyuttum
Mevlana’nın yedi öğüdünü tuttum
Biçare dolanırım yalancı dünyada
Aşkıyla yandım, kendimi unuttum

Senin aşk değirmeninde döndür beni
Kalbim günahlarla kaplanmış taş gibi
Temizle beni döneyim huzura
Öğüt öğüt parçalarıma ayır beni

Semazenler açmış ellerini, durmadan döner
Dinle şu ney’i neler söyler
Halim nicedir, bende ne fırtınalar kopar
İçimde yanan bu ateş bilmem ne zaman söner

Bir kamış deyip geçme ney’e
O bir iç sestir duymasını bilene
Onu duyan günah, yanar kül olur
Semazen duydu mu aşktan döne döne

Çok günah işledik de uslanmadık
Bırakma bizi kapına geldik
Mevlana’m senin gibi bizde
Hamdık… piştik… yandık…
f.g

[f.g]

Kaçınılmaz…

Bilinmez duygular var içimde bilemiyorum halimi
İlk adımımı attım çekinerek olsa da sonsuzluğun yollarına
Yavaş yavaş ilerlerken ibretle bakmaya çalışan gözlerimden
Bir damla düştü ayaklarımın altına toprağın kucağına
Ne bilinmezlerin bilindiği bir yerdir ne sırların evi
Gidiyorum yavaş yavaş görmüyorum bastığım yeri

İlki ne zaman gelmiş sahiplenmiş buraları bilinmez
Sonuncusu da ne zaman gelir o hiç bilinmez
Ağaçların altında sıra sıra yatan bu unutulmuşların
Geride bıraktıkları artık onlara fayda vermez
Ne hayalleri vardı ne masalları ne ihtirasları
Oradaki kapıların burada kaldı tek anahtarı

Havada bazen ağlıyor unutulmuşların üstlerine
Bazen de ağlayacak oluyor sis atıyor gecelere
Her gün yanından geçerde insan, hiç düşünmez
Kendiside girecek o ışıksız soğuk evlere
Bir gün gideceğiz o mekânlara dönmek üzere bizler
Unutma acı sonu düşün her gece ve gecelerce….
f.g

[f.g]

KABRE İNDİĞİN ZAMAN

Anandı taşıdı dokuz ay seni
Babanın getirdiğiyle besledi
Büyüdüğün de isyankâr oldun
Ana baba hakkı neymiş anlarsın
Kabre indiğin zaman

Fakir dedin hor gördün
Zenginlerin peşinde ayak sürdün
Görmesen de gördüm dedin
Yetim hakkı yemek neymiş anlarsın
Kabre indiğin zaman

Çaldın çırptın kandırdın
Haram helal demeden yedin
Hiç helale dokunmadı ki elin
Haram neymiş, helal ne anlarsın
Kabre indiğin zaman

Hep fazlasını istedin doymadın
İstedin olsun; arabam, evim, yatım
Sen toprağın altını rahat mı sandın?
Rahat var mı ışık var mı anlarsın
Kabre indiğin zaman

Evlendin barklandın hanımlandın
Günyüzü göstermedin ahını aldın
Çocuklar bir şey istediler mi kafanı salladın
Haklarını nasıl ödeyeceksin
Kabre indiğin zaman

Bir gün olsun kulak verdin mi minaredeki sese
Kendini aramaktan bıkmadın şişelerde
Anlın bir kere değdi mi secdeye?
Şişede durduğu gibi durur mu anlarsın
Kabre indiğin zaman

Tövbe kapısı açıktı her zaman
Neden dinlemedin var mıydı kulaklarını tıkayan
Ağlayanın var mı sanırsın ardından
Kefen giyeceksin bembeyaz kumaştan
Kabre indiğin zaman

Bir tabuta konursun gidersin omuzlarda
Alacağında olur cenazende alacaklında
Haklarını helal ederler mi gönülden bilinmez
Atarlar üzerine toprağı kürekler durmaz
Kabre indiğin zaman
f.g

[f.g]

ÖLÜM BU!!!!

Kimine göre kurtuluş kimine göre yok oluş
Bazen yakaladığı yer düzlük bazen bir yokuş
Elbisesi varmış bembeyaz ama cebi yokmuş
Bazen eğilmek gerekirmiş bazen bir dik duruş
Ölüm bu hakka doğru sonsuz bir uçuş

Kimi sanır ölmem, bana gelmez der
Kimi gece gündüz ağlar, gözyaşı döker
Bazısı vardır çok korkar bazısı sever
Gün gelirde bir yerde yolunu keser
Ölümdür bu koyulacağın dapdaracık bir yer

En beklenmedik zamanda gelir hep
Ağlar sevenleri sana yakışmadı der
Dili konuşmaz, bakmaz gözler, tutmaz eller
Akarda gözlerden yaş olur seller
Ölümdür bu haberin olmaz son durakta bekler

Ölümdür ki bu herkes tadacak
Zamanı geldi mi terazi kurulacak
Ameli iyi olan cennete kavuşacak
Hz. Allah af etsin cümlemizi inşallah
Aman Allah’ım! Can bu cehenneme nasıl dayanacak
f.g

[f.g]

Günah gölünde boğulan nefisler
Sağa sola kahreden diller
Utanmazlıklar, edepsizlikler, çirkefleşmiş diller
Ne zaman açılacak bilinmez bu kör gözler

Sokaklar günah dolu, haram dolu, cehennem dolu
Bu mu dur kurtaracak? Hayır, bu şeytanın yolu
İşitilmez olmuş yüksekten edilen çağrılar
Camiler, mescitler değil de birahaneler dolu

Hep günü kurtarmak olmuş kendine hediye
Ölüm varken bunca günah işleme ne diye
Uyanamazsın, ayılamazsın, göremezsin uğraşma boşa
Bu umursamazlık, bilmeme ayakları varken sende

Kapıya geldi mi tutuşur da nafile geç kaldın
Gün geldi seninde kayboldu adın sanın
Tuba ağacından düştü yaprak yere bir kere
İş işten geçti ah Âdem çoktan göçtün ebediyete
f.g

[Ecrin_]

Daha Kur'an Ne Desin????

Ya Peygamber,ya şeytan...seç diyorrehberini,
Öyle seçki sırattan rüzgar gibi geçesin,
İlle şeytan diyorsan daha Kuran ne desDaha Kur'an Ne Desin????

Ey İnsan... Yaşıyorken hem de Kur'an çağında,
Çırpınıp duruyorsun cehalet batağında,
Kalbin katı, gözün kör, başın kibir dağında,
Kur'an sana gel diyor bak bendedir adresin,
Ey şerefli mahlukat daha Kur'an ne desin?

Özgürce seçmen için iki yoldan birini,
Apaçık bildiriyor bütün ayetlerini,in?

Ya cennet bahçesidir, ya ateştir o mezar,
Mekan var mı dünyada öyle derin öyle dar?
Hiç bir şey yakın değil insana ölüm kadar,
Diyor ki hesabı var aldığın her nefesin,
Mesajlar konuşuyorken daha Kur'an ne desin?

Malın,mülkün,şöhretin,dünyada her şeyinvar,
Ya dünyadan Rabbine götürecek neyin var?
Bana yeter diyorsan şu üç günlük itibar,
Bir başka gün vardır ki, çok çetindir bilesin,
Bunlar masal diyorsan daha Kur'an ne desin?

Ayet diyor ki; eğer dağa inseydi kur'an!
Paramparça olurdu dağ Allah korkusundan,
Hangi insan duyup ta ibret almaz ki bundan?
Sanki bir dağ yanında ne kadarda cücesin,
Haddini bilmen için daha Kur'an ne desin?

O münezzeh ruhundan ruh vermekle insana,
Erişilmez bir şeref bahşetti Allah sana,
Ne kadar sevildiğini burdan anlasana,
Sanki taparcasına kendine kul kölesin,
Nefsini put yapana daha Kur'an ne desin?

Bir gün var ki çok yakın, dağların yürüdüğü,
Göklerin güneşi önünde sürüdüğü,
Kainatı toy dumanın bürüdüğü,
Kıyamet senaryosu, oyun değil bilesin,
Hala ürpermiyorsan daha Kuran ne desin?

O büyük mahkemede bütün diller susacak,
Konuşacak bu defa, göz, kulak, el, bacak,
Uzuvlar birer birer haramları kusacak,
Açılacak önünde defterleri herkesin,
Kendine gelmen için daha Kur'an ne desin?

O gün!..buyruk verenler, buyruğa başeğecek,
Cehennem öfkesinden köpürüp kükreyecek,
Ve..doydun mu deyince daha yok mudiyecek!
Yandıkça o deriler değişecek bilesin,
Hala secde yok ise daha Kur'an ne desin?

Gör ki dünya!.. Sırtında nice insan taşıyor,
Kimi yaşarken ölmüş, kimi ölmüş yaşıyor,
Kimi arş-ı alaya dolu dizgin koşuyor,
Diyor ki; İşte cennet! Gayret et ki giresin,
Ey!.. Şerefli varlık, daha Kur'an ne desin?

[Fatma]

AŞKTA MANTIK OLMAZ

Selam söyleyin Mekke’ye Medine’ye,
Selam söyleyin Kâbe’ye Kudüs’e,
Selam söyleyin Efendimin bastığı her yere,
Selam söyleyin onu gören her şeye.

Keşke toprak olsaydı yüzüm kum olsaydı,
Bastığı her yere dudağımı konsaydı,
Ciğerlerim aşkınla büryan olsaydı,
Cemalini görüp muradım olsaydı.

Geceler döndü kâbusa,
Asrında doğmadım, müstahakım,
Hak etseydim doğardım yanında,
Ben de görürdüm doya doya.

Hafızamda çakılı mıh gibi adın,
Başka muhabbeti aramadım,
Seven sevdiğine kavuşur elbet,
Müjdeyi veren sevdiğin, gelir nihayet.

Aşkta mantık olmaz,
Gönül bu her şeyi sevebilir,
Senin semalarda gezerken başın,
Bu kul ayağının tozu olmaya canını verir.

Âşığınım demek kolay, yaşamak zor,
Ahir zamanda iman elde tutulan ateşten kor,
Şefaat! Bu kul hasretinle yanar,
Geri çevirme biçareyi ey güzel yâr!

Dilimde sen gönlümde sen,
Gözlerimde adın her anıldığında dökülen,
Burun kemiğimi inceden titreten,
Benim ne çektiğimi ey yâr bir bilsen,

Senden gelen ne varsa uludur bana,
Aciz cürümümle geldim sana,
Sen ırmaklarda büyüksün ben değilim damla,
Beni de al n’olur yanına!

Âlemleri kucakladın muhabbetinle,
Geleni geri asla çevirmedin,
Ebu Cehil’in bile kapısına,
Bilmem ki; kaç defa gittin.

Ben Ebu Cehil’den kötü müyüm?
Bir kez daha gel rüyalarıma,
Sen gelmezsen çağır beni ben gelirim,
Arkamda ne varsa bırakır gelirim.

MUSTAFA CAYMAZ

[f.g]

Bu vücud ki, bir günah bahçesi;
Üstünde var, kökü derin haram dikmesi.
Bir yanda kibir bir yanda haset meyvesi.
Ben bağını bozmaya geldim...

Fgns

[Ecrin_]

YALAN DÜNYA

Ey dostum aldanma bu hayata
Burası rüyadır uyanınca ahiret var daima
Kanma şehvete şöhrete sakın ha!
Gelip geçer boşa yalandır dünya

Sabret dostum bu fani yaşama
Bir imtihan vardır herkese bunu unutma
Kimisi hastalık kimisi fukara kimsi bela
Vakit servettir bu yalancı dünyada

Herkes döner bir gün asli mekâna
Vazifemizdir ibadet etmek Allah’a
Döner herkes bir gün asıl vatana
Zaman altın gibidir yalan dünyada

Ölüm mü’min’e hediyedir
Bayramdır, Kurtuluşdur.
Kâfire azablı bir kâbusdur
Son nefeste iman temennimizdir.

Dostum söylüyorum yalan dünya
Bazen gül bazen ağla
Allah’dır derde veren deva
Benden bu kadar beni unutma.