Dinimizi ne kadar biliyoruz?

İslam dini ile ilgili inanç, imani meseleler, fıkıh, ibadet, dini resimlerin paylaşıldığı bilgi platformu.
Cevapla
Kullanıcı avatarı
HASAN GUNES
Bölüm Yetkilisi
Bölüm Yetkilisi
Mesajlar: 25
Kayıt: 22 May 2006, 18:50
Konum: istanbul/ikitelli
İletişim:

Dinimizi ne kadar biliyoruz?

Mesaj gönderen HASAN GUNES »

Dinimizi ne kadar biliyoruz?
?

Huzurlu hayat rehberimiz
Bir çocuk akıl bâliğ olduğu zaman veya bir insan kelime-i tevhidi söyleyip Müslüman olduğunda kendisiyle ilgili bazı dinî sorumluluklar başlar. Her Müslüman’ın, imanın altı şartını, yani “Âmentü”nün mânâsını öğrenerek bunlara inanması ve “İslâmiyet’i, yani Muhammed Aleyhisselâm’ın söylediği emirlerin ve yasakların hepsini Allah’ın (cc) bildirmiş olduğuna inandım.” demesi lazımdır. Bu bölümümüzle dinin ana unsurlarını sizlere yeniden hatırlatmayı amaçlıyoruz. AİLEM


--------------------------------------------------------------------------------

Otuz iki farzın içinde neler vardır?


İmanın Şartları (6)

1- Allah’ın varlığına ve birliğine inanmak.
2- Meleklerine inanmak.
3- Allah’ın indirdiği kitaplarına inanmak.
4- Allah’ın peygamberlerine inanmak.
5- Âhiret gününe inanmak.
6- Kadere, yani hayr ve şerlerin (iyilik ve kötülüklerin) Allah’tan (cc) olduğuna inanmak.



İslâm’ın Şartları (5)

7- Kelime-i şehâdet getirmek.
8- Her gün beş kere vakti gelince namaz kılmak.
9- Malın zekâtını vermek.
10- Ramazan ayında her gün oruç tutmak.
11- Gücü yetenin ömründe bir kere hacca gitmesi.


Namazın Farzları: (12)

A- Dışındaki farzları (6)
12- Hadesten tahâret (Cünüplük ve abdestsizlikten temizlenmek).
13- Necasetten tahâret (Namaz kılınan yerin ve elbisemizin temiz olması).
14- Setr-i avret (Avret yerlerimizin kapalı olması).
15- İstikbâl-i kıble (Kâbe’ye yönelmek).
16- Vakit.
17- Niyet.


B- İçindeki farzları (6)
18- İftitah Tekbîri (Başlangıçta tekbir) almak.
19- Kıyâm (Ayakta durmak).
20- Kırâat (Kur’an’dan bir bölüm okumak).
21- Rükû’ (Eğilmek).
22- Secde (Alnın ve burnun yere değmesi).
23- Ka’de-i âhire (Son oturuş).



Abdestin Farzları: (4)

24- Yüzü yıkamak.
25- Elleri dirsekler ile birlikte yıkamak.
26- Başın dörtte birini mesh etmek.
27- Ayakları topuklar ile birlikte yıkamak.



Guslün Farzları (3)

28- Ağzı yıkamak (mazmaza).
29- Burnu yıkamak (istinşak).
30- Bütün bedeni yıkamak.



Teyemmümün Farzları (2)

31- Niyet etmek.
32- İki eli temiz toprağa vurup, yüzü mesh etmek ve tekrar iki eli temiz toprağa vurup, her iki kolu dirsekten avuca kadar meshetmek.





--------------------------------------------------------------------------------


* İman nedir?
İman, sözlükte inanmak ve tasdik etmek manalarına gelir. Dinî terim olarak ise; Peygamberimiz’in (sas) Allah’tan getirdiği her şeyi kalp ile tasdik, dil ile ifade etmektir.


* Din üç kısımdan oluşur
İman: Allah’tan Peygamberimiz’e gelen her şeyi tasdik etmektir.
Amel: İnanılanla amel etmektir.
Ahlak: İnsanın fıtratına yerleşen huylardır. Bu huyların en güzel olanı en makbul olanıdır. Efendimiz, “Ahlak’ın en güzeli”ni göstermiş ve yaşamıştır.


* İslam’ın dört ana kaynağı vardır
Kitap: Allah tarafından Peygamberimiz Hz. Muhammed’e (sas) vahiy yoluyla yaklaşık 23 senede indirilen ve günümüze kadar bir harfi bile bozulmadan gelen Kur’an-ı Kerim’imizdir. Lafzı da mânâsı da ilahidir.
Sünnet: Peygamber Efendimiz’in (sas) mübarek sözleri, uygulamaları ve yapılmasına engel olmadıkları şeylerdir.
İcma: Peygamberimiz’den sonra Ashabı Kiram’ın ve sonra gelen asırlarda yetişen İslam alimlerinin dini bir konuda ittifak etmeleridir.
Kıyas: Hakkında âyet hadis bulunan bir meselenin hükmünü, aralarındaki ortak bağdan dolayı, hakkında ayet hadis bulunmayan meselenin hükmüne bağlamaktır.


* İnanç yönünden insanlar üçe ayrılır
İnsanlar inanç yönünden, “Mümin, kâfir, münafık” olmak üzere üç kısma ayrılırlar. Mümin, Allah’ın varlığı ve birliği başta olmak üzere, Peygamberimiz’e ve onun getirdiği her şeye inanan ve inandığını ifade eden kimseye denir. Kâfir, inanmayan ve inanmadığını söyleyen kişiye denir. Münafık, kalbi ile inanmayan, fakat dili ile inandığını söyleyen kişiye denir.


* İmanın makbul olmasını gerektiren şartlar
İmanın gerçek ve makbul olması için birtakım şartlar gereklidir. Kişinin imanında şüphe halinde olmaması, dinî hükümlerle alay edip hafife almaması, inkar sözleri ve davranışlarında bulunmaması gerekir. “Eşhedüenlâilâhe illallâh ve eşhedü enne Muhammeden abdühü ve rasûlüh” (Ben şahitlik ederim ki, Allah’tan başka ilah yoktur; yine şahitlik ederim ki Hz. Muhammed Allah’ın kulu ve rasulüdür) demeyen Müslüman olamaz.


* Allah’a (cc) iman
Allah vardır ve bizim bilip bilemediğimiz, zihnimizin kavrayıp kavrayamadığı bütün “en güzel” isimlere ve sıfatlara sahiptir. Yarattıklarının hiçbirine benzemez. Hiçbir şey O’nun dengi ve benzeri değildir. Alemlerde, yerde ve gökte yalnız O’nun (cc) tasarruf hakkı vardır. İlminin ve kudretinin nihayeti yoktur. Herşeyi bilir, görür ve aynı anda idare eder.

Kainatı yaratan, idare eden, kendisine ibadet edilen tek ve en yüce varlık olan Allah’a iman, iman esaslarının birincisi ve temelidir. Bütün ilahî dinlerde Allah’ın varlığı ve birliği (tevhid) en önemli inanç esası olmuştur. Çünkü bütün inanç esasları Allah’a imana ve O’nun birliği esasına dayanmaktadır. “Allah” kelimesinin, kendisine ibadet edilen yüce varlığın özel ismi olduğunu kabul eden bütün İslam alimleri konu ile ilgili açıklamaları sırasında O’nu şöyle tanımlamışlardır: “Allah, varlığı zorunlu olan ve bütün övgülere layık bulunan yüce varlığın adıdır”. Tanımdaki “varlığı zorunlu olan” kaydı (vâcibü’l vücud), Allah’ın yokluğunun düşünülemeyeceğini, var olmak için başka bir varlığın O’nu var etmesine ve desteğine muhtaç olmadığını, dolayısıyla O’nun, kainatın yaratıcısı ve yöneticisi olduğunu ifade etmektedir.




--------------------------------------------------------------------------------


Biz Allah’ı isim ve sıfatlarıyla tanırız


Biz, Allah’ın zatını ve mahiyetini bilemediğimiz ve kavrayamadığımız için O’nu isim ve sıfatlarıyla tanırız. Kur’an-ı Kerîm, “O’nu gözler idrak edemez. Fakat O, gözleri idrak eder. O, eşyayı pek iyi bilen, her şeyden haberdar olandır” (En’am 6/103) buyurarak, Allah’ın zatını idrak etmenin imkansız olduğunu açıklamıştır. Hz. Peygamber de bu konuda şöyle buyurmuştur: “Allah’ın yarattıkları hakkında düşününüz. Fakat Allah’ın zatı hakkında düşünmeyiniz. Siz buna hiç güç getiremezsiniz”. Yüce Allah’ın sıfatları iki gruba ayrılır: Zatî sıfatlar, sübûtî sıfatlar.


*** Zatî sıfatları:
Sadece O’nun zatına mahsus olup, yarattıklarından herhangi birisine verilmesi mümkün olmayan şu altı sıfattır.

Vücûd: Allah’ın, kendisine has bir varlığa sahip olması. O’nun varlığı, kendindendir. Varlığın zıddı olan yokluk, O’nun için söz konusu değildir.

Kıdem: Varlığının başlangıcının olmaması. Ne kadar geriye gidilirse gidilsin, O’nun var olmadığı bir an yoktur.

Beka: Allah’ın varlığının sonunun olmaması. Ne kadar ileriye gidilirse gidilsin, O’nun olmayacağı bir an düşünülemez.

Muhâlefetün li’l-Havadis: Allah’ın, sonradan olmuş varlıkların hiçbirisine hiçbir şekilde benzememesi. O’nun zatı, hatırımıza ve zihnimize gelen her şeyin ötesindedir.

Vahdaniyet: Allah’ın zatında, sıfatlarında ve fiillerinde tek olması, eşinin ve benzerinin bulunmaması.

Kıyam bi-nefsihi: Varlığının kendinden olması. O’nun varlığına sebep olan başka bir varlık, başka bir irade ve kudret yoktur. Varlığı, zatının gereğidir.


*** Subûtî sıfatları:
Benzerleri sınırlı ve vasıtalı olarak insanlara verilmiş olsa da, Allah’ın kendisine has olan bu sıfatları sınırsızdır ve herhangi bir vasıtaya muhtaç değildir. Bunlar sekiz tanedir.

Hayat: Allah’ın kendisine has bir hayata sahip olması, ölümsüz olması.

İlim: Allah’ın, olmuş, olan ve olacak her şeyi bilmesi.

Semi’: Cenab-ı Hakk’ın, gizli, aşikâr her şeyi işitmesi.

Basar: Yüce Yaratıcı’nın, her şeyi görmesi. Hiçbir şeyin O’ndan gizli kalmaması.

İrade: Allah’ın, dilediği her şeyi dilediği gibi yapması.

Kudret: Sonsuz ve sınırsız güç sahibi olması.

Kelâm: Allah’ın, kelâm sahibi konuşan bir Varlık olması.

Tekvin: Allah’ın, yok olanı, yokluktan varlığa çıkarması, yaratması.




--------------------------------------------------------------------------------


| | |||||| _T E R İ M L E R_ ||||| | |


* Abdest nedir?
Dirsekler ile beraber ellerin, yüzün; topuklarıyla beraber ayakların temiz su ile yıkanması ve başın meshedilmesidir.


* Adak nedir?
Kişinin dinen yükümlü olmadığı halde, farz veya vacip türünden bir ibadet yapacağına dair Allah’a söz vermesidir. Mesela ‘şu işim olursa kurban keseceğim veya bir gün oruç tutacağım’ demek gibi…


* Ahiret ne demektir?
Kıyametin kopmasından sonra başlayan ve sonsuza kadar devam edecek olan cennet ve cehennem hayatıdır.


* Ahkam nedir?
Kur’an ve sünnetin içerdiği dinî hükümlerdir.


* Ahlâk nedir?
Bir kişinin iyi veya kötü olarak nitelenmesine sebep olan manevî değerleri, huyları ve bunların tesiri ile ortaya koyduğu davranışların bütünüdür.


* Allah’ın rızası ne demektir?
Yapılan herhangi bir işten Allah’ın hoşnut olmasıdır.


* Amin ne demektir?
Yapılan duâ için, “Ya Rabbi kabul buyur!” demektir.


* Arafat nedir?
Hacı adaylarının arefe günü toplandıkları, Mekke’nin güneydoğusunda bulunan bir bölgedir.


* Ashâb ne demektir?
Hz. Peygamber’i dünya gözü ile gören ve O’nunla sohbet eden Müslümanlardır.


* Ebedî ve ezelî ne demektir?
Ebedî, sonu olmayan; ezelî ise başlangıcı olmayandır.


* Aşere-i mübeşşere nedir? Ve kimlerdir?
Dünyada iken Hz. Peygamber tarafından cennetle müjdelenen on kişiye Aşere-i mübeşşere denir. Bunlar: Hz. Ebû Bekir, Hz. Ömer, Hz. Osman, Hz. Ali, Hz. Talhâ, Hz. Zübeyr, Hz. Avf oğlu Abdurrahman, Hz. Sa’d, Hz. Zeyd oğlu Saîd, Hz. Ebû Ubeyde (ra) hazretleridir.


* Aşûre nedir?
Kameri takvimin birinci ayı olan muharremin onuncu gününe verilen isimdir.


* Ayet nedir?
Kur’an-ı Kerim’de durak işaretleri arasındaki cümle ya da ifadelerdir.


* Beytullah ne demektir?
Müslümanların namaz kılarken yöneldikleri Kâbe’nin diğer adıdır.


* Bid’at nedir?
Dinin aslından olmadığı halde dindenmiş gibi algılanan şeylerdir.


* Câiz nedir?
Yapılması dinen yasak olmayan şeydir.


* Cami ve mescid nedir?
Müslümanların toplu halde veya tek başına namaz kılıp, ibadet ettikleri umuma açık mübarek mekânlardır.


* Din nedir?
Hür iradeleriyle inanan akıl sahibi insanları, en iyiye, en doğruya, en güzele ve ebedî mutluluğa ulaştıran İlahî kanunlar bütünüdür.


* Dört büyük kitabı biliyor musunuz?
Dört büyük kitap: Tevrât, Zebûr, İncil ve Kur’an’dır.


* Duâ nedir?
Kulun istek ve arzularını uygun bir üslupla Allah’a arz etmesidir.




--------------------------------------------------------------------------------


ESMÂ-Ü’L HÜSNÂ


* Esmâ-ü’l Hüsnâ, Allah’ın güzel isimleri demektir.


* Bir âyet-i kerîmede; “En güzel isimler O’nundur (Allah’ındır)” (Haşr, 24) buyurulmaktadır.


* Diğer bir âyette de; en güzel isimlerin Allah’a ait olduğu belirtildikten sonra, bu isimlerle dua edilmesi tavsiye olunmaktadır (A’râf, 180).


* Allah (cc) hakkında ancak âyet ve hadîslerde zikri geçen ve söylenmesine izin verilmiş olan isimler kullanılabilir. Rastgele isim izafe edilemez.


* Esmâ-ü’l Hüsnâ ile ilgili olarak Buhârî ve Müslim’de:


* “Allah’ın 99 ismi vardır. Kim bunları ezberlerse (îman eder ve ezbere sayarsa) cennete girer.” buyurulmuştur.


* Tirmizî, İbn-i Hibban ve Hâkim’in bu konudaki rivâyeti ise şöyledir:


* “Kim bunları (Esmâ-ü’l Hüsnâ’yı) mânâlarını anlayarak sayar, bunlarla Allah’ı zikrederse cennete girer.”



ALLAH

Bu ism-i şerif, Cenâb-ı Hakk’ın has ismidir. Bu itibarla diğer isimlerin ifade ettiği bütün güzel vasıfları ve İlâhî sıfatları içine alır. Diğer isimler ise, yalnız kendi mânalarına delâlet ederler. Bu bakımdan Allah isminin yerini hiçbir isim tutamaz.

Bu isim, Allah’tan başkasına ne hakikaten ve ne de mecazen verilemez. Diğer isimlerin ise, Allah’tan başkasına isim olarak verilmesinde bir mahzur yoktur. İnsanlara Kadir, Celâl ismini vermek gibi. Yalnız bu isimlerin başına, insanlara izafe edildiklerinde, “kul” mânâsına gelen “abd” kelimesinin ilâvesi güzeldir. Abdülkadir ismi gibi...




--------------------------------------------------------------------------------


< << <<< TEST >>> >> >


1. İnanılacak şeylerin her birine, açık ve geniş şekilde, ayrıntılı olarak inanmaya ne ad verilir?


2. Dört büyük melek vardır. Bunlar Cebrail, Mikail ve Azrail (as)’dır. dördüncüsünün adı nedir?


3. Orucun üç çeşidi vardır. Bunlardan ikisi farz (Ramazan) ve vacip (adak) orucudur. üçüncüsü hangisidir?


4. Delillere dayalı olmaksızın sadece çevrenin telkini ile meydana gelen ve adeta kişinin İslam toplumunda doğup büyümüş olmasının tabii sonucu olarak gözüken imana ne ad verilir?


5. Allah (cc)’ın dilediği şeyleri peygamberlerine bildirmesine ne denir?


6. Peygamberimiz (sas)’in ismi anıldığında ne yapılır?


7. Kendisine dört büyük kitaptan Tevrat verilen, Beni İsrail peygamberlerinden olan Tevhit mücadelesinde batılın temsilcisi olarak Firavun ile karşılaşmış, düşmanı Firavun’un sarayında büyümüş, zamanın silahı olarak eline verilen asası ile sihirbazları dize getirmiş, Turu Sina dağında Allah (cc) ile konuştuğu için lakabı Kelamullah olan peygamber kimdir?


8. Hangi sünneti yerine getirmek hangi farzı yerine getirmekten daha fazla sevap kazandırıcıdır?


CEVAPLAR:


1. Tafsili iman
2. İsrafil
3. Nafile oruç
4. Taklidi iman
5. Vahiy denir.
6. Salat ve selam getirilir.
7. Hz. Musa (as)
8. Selam vermek sünnet, almak farz olduğu halde, selam vermenin sevabı daha fazladır.
insanlığın en büyük düşmanı cehalet ve kendi nefsidir ve her nefis ölümü tadım ebedi aleme gidecektir

Cevapla

Kimler çevrimiçi

Bu forumu görüntüleyen kullanıcılar: Hiç bir kayıtlı kullanıcı yok ve 93 misafir