FINDIK ZAMANI

 

Ağustos geldi bahçeler şenlendi

Gerolar hazırlandı, etekler dikildi

Evin babası grebisini biledi

Yaşlısı, genci, çeliği, çocuğu…

Bahçeye gitmek için

Sabahın altısında arabalara bindi

 

İkişerli grup olduk, sıraya geçtik

İşimiz kolay olsun diye besmeleyi çektik

Taktık geroyu dalını eydik

Eteğimiz fındıkla doldu taştı

Tepeden aşağı çuvalcıya seslendik

 

Bitirmişte ocağını…

Fındık kalmış mı? Dalına bakıyor

Sesi yanık delikanlılar türkü çığırıyor

Karşı dağdan buraya bir çığlık misali

Ondörtlü sesi yankılanıyor

Sıcakta bastırdı öğle yaklaştı

Sucu yetiş su getir, içimiz yandı

 

Saat 12 oldu çocuklar acıktı

Sabırsızlıkla, kulakları ezanı bekliyor

Zaten şimdi karşı tepe de ezan okunuyor

Geldi marifetli ellerin, hünerlerini gösterme zamanı

Bir tas pancar çorbası, turşusu, salatası, makarnası, ayranı

Yanına da kır büyük baş soğanı

Uzan artık çimene Elhamdülillah doyurdun karnını

 

İşçiler devam ederken fındık toplamaya

Sende çuvalları vur omuza çıkar yola

İkişerli yükle katıra

Az para vereyim diye çok tepme çuvalı

Eziyettir hayvana, Unutma! Onu da Allah yarattı

 

Saat 6 oldu edin artık paydos

El ele verdik topladık fındığı eş dost

Köye dönmek üzere binin tekrar arabalara

Kaç çuval topladınız bu gün? İşçilerin nasıl çalışıyor?

Yolculuk devam ediyor bu tür sorularla

 

Bizim orda her şey fındıkla oluyor

Değirmenin çarkı fındıkla dönüyor

Ahmet’in sünneti, Ayşe’nin düğünü, evin temeli

Fındıktan kazanılanla yapılıyor 

 

Fındığın işi toplanmakla bitmiyor

Çocukların başşağa gitmesi

Harmana serilmesi, patoza verilmesi, kuruması, çuvallanması

Hele kışın satmak için fiyat beklenmesi

Anlayacağınız, FINDIKÇI olmak çok zahmetli

Yazan:Faruk GÜNEŞ